1. -e Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak
"Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti." - Ö. Seyfettin
2. Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak
"Bu giysi yarına yetişmeli."3. Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak
"Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi." - A. Ş. Hisar
4. Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak
"Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı." - Y. K. Karaosmanoğlu
5. Değmek, uzanıp dokunabilmek
"Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez."6. Vakit bulmak, yapabilmek
"Ben bu kadar işe yetişemem."7. nsz Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek
"Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir."8. Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş olmak
"Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." - P. Safa
9. nsz Üremek, büyümek, olmak
"Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti." - S. F. Abasıyanık
10. -de Eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek
"Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı." - O. V. Kanık
11. İş görebilecek yaşa gelmek, büyümek
12. Yardım etmek, yardımına koşmak
"Tam o sırada talih imdadıma yetişti." - R. H. Karay
13. mecaz Ortaya çıkmak
Diğer Kelimeler:
evolüsyon,
astsubaylık,
kampüs,
düzeltme,
oran,
bozuşuk,
tecziye etmek,
döşemeli,
elektriği yakmak,
iğrenmek,
savacı,
misakımillî,
ağzını aramak (veya yoklamak),
minnet duymak,
baldıranşerbeti,
Henüz yorum yapılmadı. İlk yorumu yapan Sen olabilirsin!